15 Kasım 2009 Pazar

Aykırı-lık



















Aykırı;

Alışılmışa, doğru olarak kabul edilmişe uygun olmayan, karşıt, ters, mugayir:
"Gene de anlamın ne olduğunu çepeçevre bilmiyoruz dersem gerçeğe aykırı bir şey demiş olmam."- N. Uygur.

Aykırılığın temelinde, doğru olan yatıyor besbelli.
Dogru olanı - asıl özümseyen, ta dibine inen adam da, aykırılığın merkezinde kamp kuruyor.

'Aykırılık', çepeçevre düşünme meselesi, sonra bu düsünceleri kişiliğinde ya da özünde eritme ve dışavurma meselesi.
Kaçımız 'aykırıyız' diye düşünmüşüzdür?
Kaçımız aykırılığın zaman zaman bize olan o derinden katkısını hissetmiş, kaçımız aykırı olmaktan koşa koşa uzaklaşmışızdır?
Aykırılık aynı zamanda, fikirsel anlamda ya da dış görünüş anlamında iki ayrı ucun birbirine sıkı sıkıya kenetlenmesi, hatta düğümlenmesi sonucu ortaya çıkan, bir dışavurum değilmidir?
Kenetlenirse, haz.
Dügümlenirse, gaz.

Bazen de kendimizle çatıştığımız, aykırı olana yönelmek isterken, düz ve sıradan olana uzanırız.
Bu da bir 'i against i' durumunu ortaya atar.
Bu durumda, her insan biraz kendine karsi bir durus sergiler donem donem, bunu paylastikca, üzerinden attikca bu karsı durus, 'aykırılık' şeklinde kendini gösterir.
Aykırı olmak, insan olmayı tetikler.

Bazıları bu tetiği çeker, bazıları ise tetiği unutup yola devam eder.

Fikir, asla ezilip büzülemez.
Gerçek ise, bu fikirlere yön veren duygularımızdır.

Tüm döngünün merkezkaçı duygularımız, tam döngünün merkezkaçı duygularımız...