11 Ocak 2010 Pazartesi

Deneyim-Tecrübe

Deneyim ve tecrübe her ne kadar aynı anlam gibi gözükse de, bir öncekinin olmadan diğerinin de gelişemeyeceğini anlatır bize. Deneyim daha kendiliğinden oluşan bir süreç. Deneyim bize kendisi geliyor. Günlük hayatın akışı içerisinde kendisi buluyor bizi. Aslında hazırda bekleyip onu anlamdırmamızı bekliyor. Fakat idrak etmek sürekli yaptığımız bir davranış değildir. Onun farkına vardığımız, algıladığımız, bilinçli bir şekilde günlük hayatımızın pratikleri içerisine soktuğumuz zaman deneyimimizi tecrübe etmiş oluyoruz. Deneyimlerimizi anlamlandırdıktan sonra eyleme geçiş sürecimiz esasında tecrübelerimizin çabalarıdır.

Haftalardır bir kelimeyi deşip, bir sürü anlam ve duygu çıkarıyoruz. Daha önceki yaşadıklarımıza benzetip, eskimiş raflardan duygu ve düşüncelerimizi çekip çıkarıp onu yeniden yaşamayı ve günlük pratiklerimizin içine sokmaya çalışıyoruz. Aslında yukarıda demek istediğim tam da bu noktada kendini gösteriyor. Keşfettik, sabrettik, KATlandık; tutkumuzu, samimiyetimizi tarttık, yeniden anlamlandırdık. Yeniden; çünkü bizde var olanı bilinçli bir şekilde ortaya koymaya çabaladık. Tecrübe ederek kendimizi sınadık.

Deneyim- tecrübe ikilisinin arasına geçiş olarak çaktırmadan bir de farkındalık kelimesini de ekleyerek bu bütünü her günümüzle birleştirmeye çalışıp, aynı burada yaptığımız gibi birbirimizle paylaşıp hayatı daha anlamlandırmaya çalışmalıyız.

Sevgiler
Selen Rozales